İNSANLIK yaşamı,
gezegenimizin bitki süsüne bürünmesiyle başlamasa da, anlam kazanmıştır.
İnsanlığın en doğal ve vazgeçilmez yaşama alanı; arzın canlanarak
bitki örtüsü süsüne bürünmesi ve CANLI yaşamın başlayıp gelişmesidir.
EVRENde şimdilik tek yeşil örtüsüne bürünmüş olan gezegenimizin
"insan-hayvan ve bitki ilişkisi", oldukça anlamlı ve hikmetli kapalı
bir sistem oluşturmaktadır. Bu insan amaçlı sistemde, "denge"yi
bozan elbette insandır. İnsan, "insan merkezli" bir dünyayı kendi
zararına tahrip etmekte, kazanma ve egemenlik tutkusuyla kendi bindiği
dalı kesmektedir.
Bitkiler canımızın-canlılığın hayati özüdür.
Bu nedenledir ki "şifalı "bitkiler" yerine "bitkilerin şifası"ndan
söz etmek daha doğru olur. Her bitkide potansiyel olarak "şifa"
mevcuttur. Ancak bunun keşfi, kullanımı ilaca dönüştürülmesi bilimin
konusudur.
BUGÜNKÜ TIP, bir bilim dalı olmasına rağmen, bazı bilim dallarında
olduğu gibi kutsallaştırılmış-yanlı yaklaşımlar içermektedir.
Bunlar, tıbbi yöntemlerin dogmatik hale gelmesi, kar hırsı ve "bitkilerin
şifası"nı görmezlikten gelme alışkanlığı ve araştırma konusu yapmamaktır-
Halbuki insanlık, tarih boyunca bitkilerle beslenmiş, "bitkilerin şifası"na
baş vurmuş ve bitkilere dayalı tecrübesini biriktirmiştir.Bunu
görmezlikten gelmeye kimsenin hakkı yoktur. İnsanlık tarihinde nice
lokman hekimler mevcuttur.
Bugünkü tıp ilminin, "bilimsel yorumlar"
ve "bilimsel kutsamalar"la abartılması ne kadar sakıncalı ise,
"bitkisel tedavi", "doğal tıp" yahut "alternatif tıp" yaklaşımlarıyla
bir tez- antitez çatışmasına yönelen "bilimsel yorumlar"da o kadar
sakıncalıdır. Benzer hastalıklar ve kar hırsı bu alanda da ortaya
çıkmıştır. "Bitkilerin şifası"nın gerçek anlamda ilmin konusu ve
araştırma alanı olması kaçınılmazdır.
İnsanlığın bu "tecrübe birikimi", elbette tıbbı araştırmaların hipotezini
oluşturacak zenginliktedir. İnsanlığın sağlığına ve gelişmesine
ışık tutması gereken "tıp ilmi" bir bütündür, bağnazlıktan arınıp
yansız bir şekilde gerçeği arama çabasını sürdürmelidir.
Bu sitedeki bilgiler, "gerçek ilmin" konusu olmayı beklemektedir.
Ve unutulmamalıdır ki; her "dert"in bir "devası" yahut her hastalığın
(bitkilerde) bir "şifası" vardır.
Bu potansiyel olarak her zaman mevcuttur. Potansiyelleri keşfetmek
ve harekete geçirmek ise "GERÇEK İLİMİN" görevidir.